MUHALİFLERE YÖNELİK BASKI ARTIYOR

Son dönemde gazeteci Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker’in gözaltına alınması, Türkiye’de basına yönelik baskının arttığını bir kez daha gösterdi. Ayrıca, CHP’li Esenyurt ve Beşiktaş belediye başkanlarının tutuklanması, DEM Parti’li belediyelere kayyum atanması ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması, baskının geniş kitlelere yayıldığını gösteriyor.

Doç. Dr. Fatih Yaşlı, iktidarın muhalifleri sindirmek için yargıyı bir “sopa” olarak kullandığını söylüyor. Yaşlı’ya göre, bu taktik geçmişte Ergenekon ve Balyoz davalarında da kullanılmıştı. Ancak şimdi farklı bir durum var: “O dönemde Ergenekon adı altında örgütlenme yapılmış ve farklı kesimler suçlanmıştı. Şimdi ise herkes için farklı suçlamalar ortaya atılıyor” diyen Yaşlı, iktidarın bekasını sağlamayı amaçladığını belirtiyor.

HEDEFTE KİM VAR?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Turpun büyüğü heybede” ifadesiyle işaret ettiği ismin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğu düşünülüyor. İmamoğlu hakkında son günlerde yeni soruşturmalar açılması ve eski davalarının devam etmesi, iktidarın onu siyasi yasakla engellemeye çalıştığı iddialarını güçlendiriyor.

Yaşlı, “İmamoğlu’nun siyasi yasakla karşılaşması mümkün ancak iktidar, bu durumun kamuoyunda yaratacağı tepkiyi de hesaba katıyor. Bir diğer seçenek ise muhalefeti bölmek amacıyla birden fazla adayı İmamoğlu’nun karşısına çıkarmak” dedi. Özellikle milliyetçi partilerin kendi adaylarını çıkararak muhalefeti parçalayabileceği ihtimalini vurguladı.

MUHALEFET İÇİN KRİTİK DÖNEM

Yaşlı, muhalefetin bu baskılara karşı etkili bir strateji belirlemesi gerektiğini söyledi. “Eğer muhalefet, halkı siyasete daha fazla dahil etmeye yönelik bir yol izlemezse, iktidar bu rejimi tamamlayabilir” diyen Yaşlı, özellikle ekonomik kriz ve adil gelir dağılımı konularının muhalefetin öncelikli gündem maddesi olması gerektiğini vurguladı.